Albert Einstein der ki; “⇀Aslında her şey çok kolay, zorlaştıran insanlar↽”.
Elinizde biraz toplu iğne var, bunlarla neler yapabilirsiniz? Muhtemelen ilk
olarak aklınıza gelenler elbisenizde bir bölüme iliştirme, yakanıza fotoğraf
takma ve benzer fikirler olabilir. Peki bu iğnelerle neler yapamazsınız?
Muhtemelen aklınıza hiç bir şey gelmeyecek!
Albert Einstein’ın aforizmasını bir kez daha kalın puntolarla hatırlatmak
istiyoruz; “Aslında her şey çok kolay, zorlaştıran
insanlar”
Elinizde bulunan toplu iğnelerle düşündüğünüzden çok daha fazla iş
yapabilirsiniz, bu sizin üretkenliğinizle alakalı. Elinizde olan materyalleri
kısıtlı ve yetersiz görmeyin, neler yapabileceğinizden çok neler yapamayacağınıza
odaklanın. Neler yapamayacağınızı keşfedin ve yapabileceklerinizi bir kez daha
düşünün!
2016 Senesinin sonlarına geldiğimiz bugünlerde internet hayatımızın tam
ortasında yer alıyor. İnternet hayatımızı istesekte, istemesekte
şekillendiriyor.
Birçok ticari faaliyetimizi, ruh durumumuzu, hararetli tartışmalarımızı, ihtiyaçlarımızı,
sağlık sorunlarımızı, ihtiyaçlarımızı, alışverişlerimizi ve hatta
arkadaşlarımızı bile bulmak için interneti kullanıyoruz. Aradığımız haber,
ürün, kişi ve bunun gibi bir çok araştırmamızı ise arama motorları üstünden
gerçekleştiriyoruz. Arama motorları içerisinde açık ara önde olan Google nedir
hiç merak ettiniz mi? Google.com çalışma mantığı nedir? Google.com aramalarında
rakipleriniz ilk sıralarda yer alırken siz neden listelenme de bile sorun
yaşıyorsunuz? Google.com ile işletmenizi daha verimli bir siteye nasıl
çevirebilir ve sizi milyonların görmesini nasıl sağlayabilirsiniz. Google neden
sürekli algoritma değiştiriyor ve hemen her güncelleme sonrasında siteniz
travma geçirmişcesine sıralamada yer değiştiriyor? Bu ve benzer bir çok soruyu
elimizden geldiğince şimdi ve zaman içerisinde cevaplamaya çalışacağız.
Aslında google düşündüğünüzden çok daha
açık ve net bir mecra. Sadece onu normal bir insan gibi görmenizi istiyor.
Google’a nasıl davranmanız gerektiğini, kendinizi nasıl ifade etmeniz
gerektiğini size betimlemeli bir örnekle anlatmak istiyoruz.
Sizin web siteniz siz olun, arama motorumuz google ise karşınızda ki otorite,
herkesin dikkate aldığı ve referanslarına çok güvendiği herkes tarafından saygı
duyulan bir insan olsun.
Lütfen yazının bundan sonraki kısmını bunu düşünerek okuyun. Kısa bir örnek
vererek sizi buna hazırlamak istiyoruz. Siz spor malzemeleri satan bir mağaza
olun. Ana sayfanız vitrininiz olsun ve kategoriniz ise raflarınız olsun.
Ürünleriniz ise duvara asılı raflarda dursun. Mağazanızın orta bölümünde yer
alan sepetlerde ki ürünler indirimli ürünlerinizi listelediğiniz kampanya veya
fırsat sayfanızı temsil etsin. Google’a X kişi geldi ve nereden iyi bir “spor
ayakkabı” alabileceğini sordu. Google çok hızlı bir şekilde rakibinizin mağazasını
işaret etti. Üstelik her ikiniz de aynı ürünü satmanıza, bir çok üründe ondan
iyi fiyat vermenize ve daha iyi kampanyalarınız olmasına rağmen. Peki neden?
Rakibiniz ve sizin sitenizde bir çok ayakkabı satılıyor. spor ayakkabı,
spor bot, klasik ayakkabı, deri ayakkabı ve daha bir çok spor alanında
kullanılan ayakkabılar ve diğer malzemeleri bulunuyor. Google ara vermeksizin
tüm mağazaları sürekli dolaşıyor.
Sizin ve rakibinizin mağazasını değerlendirirken (ve benzer diğer tüm
mağazaları) bazı bilgileri baz alıyor. Bunlardan size bir kaç örnek vermek
istiyoruz;
·
Kaç senedir mağazanızın açık olduğunu (domain yaşı),
·
Kaç sene daha orada olmayı planladığınızı (domain bitimine kalan süre),
·
İçerinin temiz mi yoksa kirli mi olduğunu (zararlı içerik barındırıp barındırmadığınızı),
·
Daha önce mağazanızda bir sorun yaşanıp yaşanmadığını (müşterinin gizlilik ve güvenliğine önem verir),
·
Bulunduğunuz binanın kalitesini (yer aldığınız hosting
firması),
·
Mağazanızın güvenli olup olmadığını (SSL sertifikası)
·
Mağazanızda her şeyi kolayca ulaşılabilir ve görünür olduğun (site haritalarınız)
·
Mağazanızın daha önce hangi işlerde kullanıldığı (ip adresinizin temiz olup olmadığını),
·
Mağazanızın vitrin yerleşimini (ana sayfa yerleşimi)
·
Rafların düzeni (kategori yapınız),
·
Ortada bulunan sepette ki ürünlerin ne sıklıklar değiştiğini (outlet ve kampanyalı ürünler),
·
Aynı ürünün aynı rafta, birden fazla kullanılıp kullanılmadığını (Aynı üründen aynı rafa 10 tane bırakır mısınız? Bu gereksiz etiketlemedir),
·
Ürünlerin yeterli şekilde görünüp görünmediğini (eksiksiz ve özgün bir yazı ile ürünün açıklama metni)
·
Müşterilerinizin mağazanız içerisinde bir birleri ile konuşmasına izin
verip vermediğinizi (ürünleriniz hakkında yazılan yorumlar)
·
Müşterilerinizin sizi değerlendirip değerlendirmediklerini (ürün ve benzer hizmetlerin puanlanması)
ve daha bir çok kriteri değerlendirdikten sonra rakibinizi tavsiye ediyor
ve alışverişin oradan yapılmasını tavsiye ediyor. Biz
bunu senelerden beri yapıyoruz ve sizin de yapabileceğinize inanıyoruz.
Sizin web siteniz siz olun, arama motorumuz google ise karşınızda ki otorite, herkesin dikkate aldığı ve referanslarına çok güvendiği herkes tarafından saygı duyulan bir insan olsun.
Lütfen yazının bundan sonraki kısmını bunu düşünerek okuyun. Kısa bir örnek vererek sizi buna hazırlamak istiyoruz. Siz spor malzemeleri satan bir mağaza olun. Ana sayfanız vitrininiz olsun ve kategoriniz ise raflarınız olsun. Ürünleriniz ise duvara asılı raflarda dursun. Mağazanızın orta bölümünde yer alan sepetlerde ki ürünler indirimli ürünlerinizi listelediğiniz kampanya veya fırsat sayfanızı temsil etsin. Google’a X kişi geldi ve nereden iyi bir “spor ayakkabı” alabileceğini sordu. Google çok hızlı bir şekilde rakibinizin mağazasını işaret etti. Üstelik her ikiniz de aynı ürünü satmanıza, bir çok üründe ondan iyi fiyat vermenize ve daha iyi kampanyalarınız olmasına rağmen. Peki neden?
Sizin ve rakibinizin mağazasını değerlendirirken (ve benzer diğer tüm mağazaları) bazı bilgileri baz alıyor. Bunlardan size bir kaç örnek vermek istiyoruz;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder